9 Temmuz 2012 Pazartesi

Bekleyiş


Sahilde, boyaları dökülmüş bir bankın üzerinde bekledim seni. Saatlerce oturdum. Gözlerimin önünden geçti insanlar; düşüncelerimden bağımsız bir şekilde ilerlideler bir o yana bir öbür yana. Ama gözlerim kaymadı başka taraflara. Hep uzağa denizin ötesine baktı belki burdan gelirsin diye. Baktım, baktım, baktım... Zaman beni unuttu, ben zamanı bakarken uzaklara. Ve ben öylece oturdum bankta.
Gözlerim uzakta düşüncelerim senleydi bu akşam. Kulaklarımda ne dalgaların kayalara vuran sesi ne martıların çığlıkları vardı. Ne de gündelik hayatın olağan sesleri. Sadece senin sesini duyuyordum, okşuyordun beni adeta sesinle. Yüzüm gülmüyordu ama kalbim tebessüm ediyordu hayalinle. Gözlerim karşı kıyıya odaklandı bir an. Karşı kıyının ışıkları ne kadar da harika gözüküyordu. Ama biliyordum ki sen çıkagelsen, parıltınla tüm ışıkları gölgede bırakırdın. Dünya dönmeyi yıldızları kaymayı zaman akmayı bırakırdı senin parıltılı gelişini izlemek için. Gel artık diye haykırmak istedim hayalinle dolup taşarken. Haykıramadım. Bir sandığa kilitleyip kapalı kapılar ardına sakladığım tek bir düşünce engel oldu bana. Yapamadım. Parıltılı hayalin yok olurken dünya dönmeye, yıldızlar kaymaya, zaman akmaya devam etti. Ve ben öylece oturdum bankta.